2Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Kalp Damar Cerrahisi Servisi, İzmir
Summary
Kanser tedavisindeki ilerlemelerle beş yıllık sağ kalım oranını %80'lere kadar çıkarmıştır. Bununla beraber kanser tedavisi biten çocuklar hastalık ve tedaviye bağlı geç yan etkiler yaşamaktadır. Bu yan etkiler arasında ikincil tümörler, endokrin, pulmoner, kardiyak ve psikososyal problemler yer almaktadır. Ancak bu çocukların tedavisi bittikten sonra yeterli olarak izlenmedikleri ve gerekli bakımı almadıkları tahmin edilmektedir. Bu nedenle sağlık çalışanlarının her ortamda bu çocuklarda olabilecek yan etkileri anlaması ve gerekli hizmeti almasını sağlaması önemlidir. Hemşirenin tedavisi biten kanserli çocukların gerekli bakım ve tedaviyi almasını sağlamada önemli bir rolü vardır.Introduction
Kanserde erken tanının önem kazanması, tanı ve tedavi yöntemlerindeki yeni gelişmeler sağ kalım oranlarını arttırmıştır. Kanser tanısı alan çocukların 5 yıllık sağ kalım oranı 1970'li yıllarda %30'un altında iken, 2001 yılında Amerika'da 20 yaş altında kanserden tedavi olan çocukların sağ kalım oranı %80'lere kadar yükselmiştir.[1-4]Kanser tedavisinin sona ermesi ve özellikle hastalıksız 5 yıl geçmesi tedavinin bittiği ve tamamen iyileşmenin göstergesi olarak kabul edilir. Çocuk, aile ve sağlık çalışanları tarafından bu sonuç çok önemlidir. Ancak kanser tedavisi bittikten sonra bile çocuklarda geç etkiler görülmeye devam etmektedir. “Geç etki” hastalığın, tedavisinin ya da her ikisinin birlikte neden olduğu sürekli olan değişiklikler olarak tanımlanmaktadır.[5] Yapılan çalışmalarda kanser tedavisi bitmiş çocukların en az bir geç yan etki ve buna bağlı sorunlar yaşadığı belirlenmiştir.[6,7]
Kanser tedavisi biten çocuklarda fiziksel, psikososyal ve nöro-bilişsel geç etkiler ve bunlara bağlı sorunlar görülmektedir. Tedavi bittikten sonra yaşanan bu sorunlar çocuk ve ailenin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir.[8] Oysa sürekli ve kapsamlı bir izlem programı, çocuk ve ailenin normal yaşantısına dönmesini kolaylaştırmaktadır.[9,10] Amerika ve Avrupa'da kanser tedavisi biten çocukların izlemlerinin önemli olduğu artık kabul edilmiştir. Bunun için izlem programları ve modelleri geliştirilmiştir.[11,12] İzlem programları ve hizmetleri ile çocuğun ve ailenin yaşam kalitesi arttırılmaktadır.
Kanser tedavisi biten çocuk ve aileyi izlemenin amacı;
• Kapsamlı ve sistematik bir fiziksel değerlendirme
ve öykü alma ile anormallikleri erken dönemde
belirlemek,
• Hastalığın tekrarlamasını erken dönemde yakalamak
ve tedaviye erken dönemde başlamak,
• Var olan ve olabilecek geç etkileri erken dönemde
belirlemek ve tedavi etmek,
• Tedavinin uzun süreli etkilerini azaltmak,
• Tedavinin uzun süreli etkileri ile baş edebilmesi
için aile ve çocuğa yardım etmek,
• Psikolojik, eğitimsel ve sosyoekonomik destek
verilerek normal yaşantılarına dönmelerini sağlamak,
• Hasta ve ailesinin hastalığı ve seyrini algılamasını
sağlamak,
• Aileye ve çocuğu geç etkiler konusunda bilinçlendirerek
farkındalıklarını arttırmak,
• Uygun girişimleri planlayabilmek,
• Sağlığı geliştirme davranışları kazandırmak,
• Toplum içinde ayrımcılığı ve damgalanmayı
önlemektir.[13]
Çocukların izlemlerinin yapılmasında bazı engellerin olduğu görülmektedir. Artık çocukluk çağından çıkan çocukların yetişkin kanser merkezlerinde izlenmesi gerekmektedir, ancak bazı boşluklar nedeni ile takiplerinde sorunlar olabilmektedir. Çocukların nerede ve kim tarafından izleneceği konusunda da farklılıklar olması sorunlara neden olmaktadır. Ayrıca bu izlem programlarının pahalı olduğu da belirtilmektedir. Her çocuğun izlem gereksinimi farklı olabilir. Kanserin tipi, tanı anındaki hastalığın yeri ve boyutları, tedavi programının tipi ve yoğunluğu, tanı aldığı andaki çocuğun fizyolojik ve gelişimsel durumu (yaşı, genetik ve ailesel faktörler) çocuğun izlem durumunu ve sıklığını etkileyen faktörlerdir.[5]
Çocuğun izleminde ortaya çıkan engeller çocuktan, sağlık personeli ve sağlık sisteminden kaynaklanan nedenler olarak 3 başlık altında toplanmaktadır:[14]
Engeller
Çocuk ve aile ile ilgili engeller: Çocuk ve ailesinin
büyük çoğunluğu potansiyel geç etkilerin farkında
değildir, kanseri ve tedavinin detayları konusunda
bilgisi olmayabilir.[15,16] Ayrıca finansal sorunlar
ve hastalığın tekrarlama korkusunun yüksek
olması izlem hizmetlerini almasını engelleyebilir.
Sağlık personeli ilgili engeller: Bu konuda özel eğitimli personelin olmaması, sağlık personelinin hizmet verilen bu grubun gereksinimlerini yeterince bilmemesi, kanser merkezi ve sağlık personeli arasındaki iletişimin iyi olmaması da çocukların hizmet almasını engelleyebilir.[10,17,18]
Sağlık sistemi ile ilgili engeller: Kanser tedavisinin yapıldığı kurumun izlem için uygun alt yapısının ve programlarının olmaması, sağlık hizmetlerinin yeterince kullanılmaması ve bireylerin sağlık sigortasının olmaması hizmeti almayı engelleyebilir.[18,19]
İzlemlerdeki engelleri kaldırmak, nasıl ve ne zaman izlenmesi gerektiğine karar vermeye yardımcı olması için bazı rehberler geliştirilmiştir.[20] Tıp Enstitüsü tarafından (The Institute of Medicine's [IOM's]) tedavisi biten kanserli hastaların bakımını ve yaşam kalitesini geliştirmek için bir rehber yayınlanmıştır. Bu rehberde beş öneri yer almaktadır.[21]
• Tedavisi bitenler için kanıta dayalı klinik uygulama
rehberinin geliştirilmesi,
• Özel ve primer bakım vermek için kapsamlı,
multidisipliner minimum bakım standartlarının
belirlenmesi,
• Çocuklar ve ailelerinin geç etkiler ve komplikasyonlar
konusunda farkındalıklarının geliştirilmesi,
• Bakım veren sağlık çalışanları için geç etkiler
ve bunların yönetimi konusunda mesleki eğitimin verilmesi ve geliştirilmesi,
• Özel gereksinimi olan çocuklarla ilgili 2010 yılı
hedeflerine ulaşmak için kaynakların ve hizmetlerin
desteklenmesi.[21]
Bu rehberlerin geliştirilmesinin temel amacı tedavisi biten tüm çocukların eşit düzeyde, gereksinimlerine göre hizmet almalarını sağlamaktır.[9,22] Bu rehberler çocukların izlenmesinin kapsamlı ve sürekli olması için ekip çalışmasının önemli olduğunu vurgulamaktadır. Her ekip üyesinin bu izlemlerde ayrı bir rolü vardır.[12]
Ekibin üyesi olan hemşirenin de tedavisi biten kanserli çocuğun fizyolojik, psikolojik ve sosyal sorunlarla baş etmesinde rolü büyüktür. Amerika'da 1983 yılından beri tedavisi biten çocukların izlemi hemşireler tarafından yapılmaktadır ve çocukların izleminde hemşirenin rolleri iyi belirlenmiştir. İngiltere'de ise henüz Amerika kadar olmasa da önemli yol alınmış ve bu alanda konsültan olarak çalışan hemşirelerin rolleri belirlenmiş durumdadır.[10,22,23] Ülkemizde ise henüz onkoloji hemşiresinin rol ve tanımları yapılmamıştır. Tedavisi biten çocukların izlemleri konusunda ise yeterli hizmet verilmemektedir.
Hemşirenin çocuğun yaşadığı sorunları erken dönemde belirlemesi, gerekli girişimleri yapması önemlidir.
Yaşanan Sorunlar ve Hemşirelik Girişimleri
Hemşire kanser tedavisi biten çocukların izleminde
önemli bir role sahiptir. Hemşire önce çocuk
ve aileye ilişkin gerekli verileri toplayarak, çocuğun
ve ailenin yaşadığı sorunları ve gereksinimleri
belirlemelidir. Daha sonra sorunlara yönelik hemşirelik
girişimlerini planlayıp, uygulamaya koymalı
ve sonuçlarını değerlendirmelidir.
Fiziksel Sorunlar ve Hemşirelik Girişimleri
Kanser ve tedavisi çocuğun birçok sistemini etkileyerek
fiziksel sorunlara neden olmaktadır. Endokrin
fonksiyonlarda bozukluklar, büyüme ve gelişme
düzensizlikleri, infertilite, gonodal fonksiyonlarda
bozulma, kalp sorunları, obezite, aktivitelere
katılımlarını etkileyecek fiziksel kısıtlılık ve
bozukluklar, osteoporoz, renal fonksiyon bozuklukları,
kilo kaybı, kalıcı saç kaybı, pigmentasyon bozuklukları, amputasyon ve ikincil tümör gelişimi
tedavisi biten çocuklarda ortaya çıkan fiziksel
sorunlar arasında yer almaktadır.[24,25]
Sklar ve arkadaşları (2006) tarafından tedavisi biten 2819 çocuk ve 1065 kız kardeşin karşılaştırıldığı çalışmada, tedavisi bitenlerin 126'sında, kız kardeşlerin ise 33'ünde erken menapoz geliştiği belirlenmiştir.[26] Çocukluk kanserlerinin tedavisinde kullanılan, antrasiklinler olarak bilinen ilaçların bir kısmı, kalp fonksiyonlarını azaltmaktadır. Tedavisi biten çocuklarda kapak hastalığı, iletim defektleri, aritmiler ve kardiyomiyopati gibi kalp sorunları saptanmıştır.[27]
Radyoterapinin kemoterapi ile birlikte ya da tek başına uygulanması, metabolik dengesizliklere de yol açmaktadır. Çocukluk çağında lösemi tedavisi gören çocukların, yüksek beden kitle indeksine sahip olup obeziteye eğilimli olduğu belirlenmiştir.[28] Tedavisi biten çocuklarda, özellikle kraniyal radyasyon alan kişilerde büyüme hormonu yetersizliği yaygın görülmektedir.[29-31] Radyasyon tedavisi alıp kurtulanlarda ışın alınan bölgelerde ikincil kanserlerin gelişme riski yüksek bulunmuştur. [32-34] Whelan ve arkadaşları (2009) tarafından, tedavisi biten çocuklar (n=14362) ile kardeşlerinin (n=3901) karşılaştırıldığı çalışmada, tedavi sonrası 5 yıl ve daha fazla hayatta kalan çocuklarda katarakt, glakom, körlük, çift görme ve gözlerde kuruluk riskinin arttığı saptanmıştır.[35]
Kanser tedavisinin sona ermesi ile görülebilecek bu fiziksel sorunlar çocukların yaşam kalitesini olumsuz olarak etkilemektedir. Hemşire çocukların yaşam kalitesini yükseltmek için düzenli ve kapsamlı bir şekilde çocuğu izlemelidir. Hemşire çocukları kemik işlev bozukluğu, dispne, yorgunluk, ağrı, infertilite, öğrenme güçlükleri, kardiyovasküler sorunlar, büyüme problemleri gibi ortaya çıkabilecek geç fiziksel etkiler yönünden değerlendirmelidir. Çocuk ve bakım verenlerle günlük yaşam aktivitelerini yapma durumu konuşulmalıdır.
Hemşire sadece çocuğu değil bakım verenleri de izlemelidir. Çocuk da görülebilecek bu fiziksel sorunlar bakım verenlerde de büyük endişeye neden olabilir. Tedavisi biten çocuğun ailesinin endişeleri arasında; primer tümörün tekrarlaması, ikincil tümör riski, vital organ fonksiyonlarında bozukluk, büyümenin etkilenmesi, bilişsel ve psikolojik gelişimde gerilik, cinsel gelişim ve infertilite sorunları olduğu belirlenmiştir.[13]
Hemşire aile ve çocuğa gerekli bilgileri vermelidir. Kanser tedavisi biten çocuk ve ailesinin gereksinimlerinin değerlendirildiği çalışmalarda “bilgi gereksinimi” olduğunu ifade etmişlerdir. Yapılan araştırmalarda kanser hastalarının hastanede yattıkları süre içinde en sık;
Tanıya ilişkin bilgi gereksinimi (Kanserin tipi, evresi, nedenleri..)
Önceki tedavisine ilişkin bilgi gereksinimi (Tedavinin amacı, ilaçlara ilişkin bilgi, yan etkileri, tedaviyi almazsa ne olacağı)
Yan etkilere ilişkin bilgi gereksinimi (İlacın fertiliteye, kardiyak fonksiyonlara, güneşlenmeye, akademik başarıya etkisi, farkında olunması gereken semptom ve problemler ..)[9,11,36,37]
Gelecekte dikkat edilmesi gereken konulara ilişkin bilgi gereksinimi (Kanser tedavisini bitiren birisi olarak ilişki kurmak, sosyal hayatına olan etkileri, evlilik, doğum ve infertilite konuları, iş bulma, eğitim, sağlık sigortası, yurt dışı ziyaretleri) [11,22,36,37] olduğu saptanmıştır.
Hasta ve ailesine gerekli bilgi ve desteği sağlamak onların anksiyetesini azaltarak yeni yaşantılarına uyumlarını kolaylaştıracaktır. Çocuğun bilgi gereksinimleri karşılanmalıdır. Hemşire aileye ve çocuğa bilgi verirken onların anlayacağı bir şekilde ancak bilimsel bilgiyle açıklamalıdır. Onkoloji hemşiresi en son bilimsel bilgiyi kullanmalı ve literatürü sürekli gözden geçirmelidir. İlgili eğitim materyallerini oluşturmalı ve bunları sürekli yenilemelidir. Ebeveynler de tedavi bittikten sonra yıllar geçse de hatırlanmayı ve gerekli desteğin verilmesini istemektedirler. Hemşire basit, anlaşılır bir dille çocuğun bakımı konusunda yazılı materyaller hazırlayıp, çocuk ve aileye verebilir.
Çocuklarda görülen bu fiziksel sorunlar psikososyal sorunların gelişme riskini de arttırmaktadır.
Psikososyal Sorunlar ve Hemşirelik Bakımı
Çocuklarda görülen fiziksel sorunlar psikososyal
sorunlara da neden olmaktadır. Fiziksel kısıtlılıklar çocukların arkadaş ilişkilerini ve günlük
yaşam aktivitelerini yerine getirmelerini olumsuz
yönde etkileyebilir.[38,39] Hastalığın tekrarlama korkusu
ve geç yan etkilerin görülme olasılığı çocuk
ve ailenin endişe yaşamasına neden olmaktadır.
Hasta ve ailesi bu endişeyi ömür boyu yaşayabilmektedir.
Ayrıca iş yerinde ayrımcılık, askere gidememe,
sigortasının bitmesi gibi sorunlar da tedavi
bittikten sonra yaşanmaktadır.[36,40,41] Tüm bu
problemler çocuklarda depresyon, posttravmatik
stres bozukluğu, davranış ve uyum sorunları, benlik
saygısında azalma gibi psikolojik sorunlara yol
açmaktadır.[15,38]
Boman ve arkadaşlarının (2000), tedavisi biten 30 adölesan üzerinde yaptıkları çalışmada kendilerine daha az değer verdikleri, sosyal fobilerinin fazla olduğu ve olumsuz beden algısına sahip oldukları saptanmıştır.[40] Çocukluk kanseri tedavisini bitirenler (n=5736) ile sağlıklı akranlarının karşılaştırıldığı (n=2565) çalışmada, tedavisi biten çocuklarda daha fazla depresyon ve somatik distress semptomlarının görüldüğü belirlenmiştir.[42] Posttravmatik stres bozukluğunu tedavisi biten çocukların yüksek oranda yaşadıkları belirlenmiştir.[42,43] Bu stresin hastalığı ve tedaviyi algılama düzeyini, kaygıyı ve uyumu etkilediği belirlenmiştir. Stuber ve arkadaşları (1996) tarafından, 7-19 yaşlarında lösemi tedavisi biten 64 çocuk üzerinde yapılan çalışmada başarılı tedaviden 12 yıl sonrasında da çocukların ve ebeveynlerinin travma sonrası stres semptomları gösterdikleri saptanmıştır.[44]
Kanserli çocuklarda görülen psikososyal sorunları belirlemeye yönelik yapılan çalışmaların çoğunda kontrol kaybı, geleceğin belirsiz olması, rölaps korkusu, beden imajında bozulma, benlik saygısında azalma gibi çocuğun yaşam kalitesini olumsuz olarak etkileyen psikososyal sorunların farklı düzeylerde yaşandığı görülmektedir.[38,45]
Hemşire çocuk ve bakım verenleri psikosoyal sorunlar ve bunların etkileri yönünden değerlendirmelidir. Çocuğun korkularını (tekrarlama, ölüm, acı çekme v.s.), başa çıkma davranışlarını, sosyal ilişkilerini belirlemelidir.
Hemşire ailelerin endişe ve korkularını da ele almalıdır. Aile üyelerinin sağlık durumu, hastalık süreci ile baş etme durumları, ev içi rollerde ve yaşam şeklinde değişiklikler, destek kaynakları ve mali durumu değerlendirilmelidir. Çocuğun iş bulma ve evlenme yaşı geldiği zaman sorunlar yaşanabilir. Aileye bu konularda danışmanlık yapılmalıdır.
Tedavisi bittikten sonra çocuk ve ailenin normal yaşantılarına dönme konusunda sıkıntıları olabilir. Özellikle ebeveynler çocuğun tekrar hastalanmasından korktukları için çok koruyucu davranabilirler. Aileye çocuğun bağımsızlığını nasıl destekleyecekleri konusunda bilgi vermelidir. Hemşire sadece hastalık ve tedaviye ilişkin değil çocuğun sağlığını sürdürmesi ve geliştirmesi için gerekli eğitimleri de vermelidir. Sağlıklı beslenme, egzersiz gibi sağlığı sürdürme uygulamalarının önemi anlatılmalı ve çocuğa kazandırılmalıdır.[36] Hemşire ebeveynlere çocuklarının durumu hakkında bilgi vererek anksiyetelerinin azaltılmasını sağlamalıdır. Ebeveyn destek grubunun oluşturularak ailelerin bu gruplara katılımları desteklenebilir.
Nöro-Bilişsel Sorunlar ve Hemşirelik Bakımı
Kanser tedavisi sırasında beyine radyasyon,
intratrekal ve sistemik kemoterapi alan çocuklarda
geç dönemde nörolojik problemler görülmektedir.
Öğrenim güçlüğü, hafızada zayıflama, dikkat
bozukluğu, konuşamama, görme ve işitme bozuklukları,
okul içi davranış problemleri, motor fonksiyonlarda
bozukluklar çocuklarda görülen nörolojik
problemler arasında yer almaktadır. Bu sorunlar
çocuğun okul performansı ve akademik başarılarını
olumsuz yönde etkilemekte, özellikle
okulda uyum sorunları yaşamasına neden olmaktadır.[46,47]
Beyin tümörü olan özellikle tüm beyine radyasyon alan çocuklarda nörobilişsel değişikliklerin olduğu saptanmıştır.[48] Çocuğun tedavi, kontrol ya da hastaneye yatma nedeniyle okula devamsızlığının artması, öğrenme fırsatlarını azaltır ve akademik başarısızlığa yol açar.[46,49]
Boman ve arkadaşlarının (2004) tedavisi biten genç yetişkinlerde hastalığın ve tedavinin uzun dönemli sosyal etkilerini inceledikleri çalışmada, tedavisi bitenlerin akademik (üniversite) eğitime daha az başvurdukları belirlenmiştir. Tedavisi biten adölesanların sadece %20'si üniversiteye katılırken aynı yaştaki adölesanlarda bu oran %41 bulunmuştur.[50] Haupt ve arkadaşları (1994) tarafından, ALL tedavisini bitiren adölesanlar (n=593) ile kardeşlerinin (n=409) eğitim başarısı karşılaştırıldığında, tedavisi biten adölesanların özel eğitim gereksinimlerinin olduğu saptanmıştır.[51]
Hemşire çocuğu nörobilişsel yan etkiler konusunda değerlendirmeli ve izlemelidir. Çocuk görme, işitme ve diğer sorunlar yönünden düzenli aralıklarla taranmalıdır. Bu tür sorunlar çocuğun okul başarısını ve arkadaş ilişkilerini olumsuz yönde etkileyebilir. Çocuk yukarıda belirtilen fiziksel, nörobilişsel ve psikososyal sorunlardan dolayı okula gitmek istemeyebilir. Aile çocuğun okula dönmesine izin vermeyebilir ya da geciktirebilir Bu sorunlar duyarsızca ve bilinçsizce ele alınırsa çocukta kendine güvensizlik, benlik saygısında azalma görülebilir.[52,53] Hemşire çocuğun durumu, tedavisi, duygusal durumu, okula tekrar ne zaman dönebileceği gibi konularda bilgi vermelidir.
Tedavisi biten kanserli çocuğun izleminde hemşire çocuk ve aile ile dürüst ve güvene dayalı bir iletişim kurmalıdır. Çocuk ve aile için hatırlanmak, izlemin sürekliliğinin olması ve gittiğinde aynı ekip üyelerini görmek önemlidir. Hemşire çocuğa ismi ile hitap etmeli, önemli olduğunu hissettirmelidir. Hemşire çocuğu ciddiye almalı ve dinlemelidir. Çocuğun yaşına uygun olarak doğrudan çocukla iletişime geçmeli, sadece aile ile iletişimi sınırlı kalmamalıdır. Çocuğa yeterli zaman ayırmalıdır. Çocuk sorularını sorabilmek için kendisini güvende ve rahat hissetmelidir. Hemşire açık ve dürüst bir iletişimle çocuğun sorularını yanıtlamalıdır.
Hemşire izlemler için gerekli ekip iletişimini sürdürmelidir. Çocuğun gereksinim duyduğu hizmeti alabilmesi için psikolog, doktor, sosyal hizmet uzmanı gibi ekibin diğer üyelerinden gerekli danışmanlığı almasını sağlamalıdır. Onkoloji hemşiresi ev ziyaretleri, hastanın polikliniğe gelmesi ya da telefon görüşmeleri ile izlemlerin sürekliliğini sağlayabilir. Hemşirelik girişimleriyle çözümlenebilecek sorunlarda hemşire önerilerde bulunabilir. Sorunun ciddiyeti olduğuna karar verdiğinde ise, çocuğu hastaneye çağırarak, uygun bakımı almasını sağlar.
Hemşirenin tüm izlemleri belgelemesi gerekmektedir. Kayıtlar bakımın sürekliliği ve değerlendirilmesi açısından önem taşır. Kayıtlar ekip arasındaki iletişimi de kolaylaştırmaktadır. Hemşire sürekli olarak ekibin diğer üyeleri ile işbirliği içinde olmalıdır.
Kanser tedavisi biten çocuk ve ailenin birçok sorun yaşadığı, ancak bu sorunların iyi sürekli ve kapsamlı olarak planlanan izlem hizmetleri önlenebileceği görülmektedir. Hemşire bu hizmetleri planlayıp uygulayarak çocuk ve ailenin yaşam kalitesinin yükseltilmesini sağlayabilir.
References
1) Greenlee RT, Murray T, Bolden S, Wingo PA. Cancer
statistics, 2000. CA Cancer J Clin 2000;50(1):7-33.
2) Rowland JH, Bellizzi KM. Cancer survivors and survivorship
research: a reflection on today's successes and
tomorrow's challenges. Hematol Oncol Clin North Am
2008;22(2):181-200, v.
3) SEER Cancer Statistics Review, 1975–2001. National
Cancer Institute, http://seer.cancer.gov/csr/1975_2001/
results_single/sect_27_table.07.pdf
4) The Children's Oncology Group Long-Term Follow-
Up Guidelines for Survivors of Childhood, Adolescent,
and Young Adult Cancers http://www.survivorshipguidelines.
org/ (Erişim tarihi: 30 Temmuz 2009).
5) Gibson F, Soanes L. Long-term follow-up following
childhood cancer: maximising the contribution from
nursing. Eur J Cancer 2001;37(15):1859-68.
6) Eiser C, Absolom K, Greenfield D, Glaser A, Horne
B, Waite H, et al. Follow-up after childhood cancer:
evaluation of a three-level model. Eur J Cancer
2006;42(18):3186-90.
7) Oeffinger KC, Eshelman DA, Tomlinson GE, Buchanan
GR, Foster BM. Grading of late effects in young
adult survivors of childhood cancer followed in an ambulatory
adult setting. Cancer 2000;88(7):1687-95.
8) Grant J, Cranston A, Horsman J, Furlong W, Barr N,
Findlay S, et al. Health status and health-related quality
of life in adolescent survivors of cancer in childhood. J
Adolesc Health 2006;38(5):504-10.
9) Bhatia S, Meadows AT. Long-term follow-up of childhood
cancer survivors: future directions for clinical care
and research. Pediatr Blood Cancer 2006;46(2):143-8.
10) Taylor A, Hawkins M, Griffiths A, Davies H, Douglas
C, Jenney M, et al. Long-term follow-up of survivors
of childhood cancer in the UK. Pediatr Blood Cancer
2004;42(2):161-8.
11) Friedman DL, Freyer DR, Levitt GA. Models of care for survivors of childhood cancer. Pediatr Blood Cancer
2006;46(2):159-68.
12) McCabe MS, Jacobs L. Survivorship care: models and
programs. Semin Oncol Nurs 2008;24(3):202-7.
13) von der Weid N, Wagner H. Organisation of follow-up
in paediatric oncology. Eur J Cancer 2003;39(8):1150-4.
14) Earle EA, Davies H, Greenfield D, Ross R, Eiser C.
Follow-up care for childhood cancer survivors: a focus
group analysis. Eur J Cancer 2005;41(18):2882-6.
15) Zebrack BJ, Eshelman DA, Hudson MM, Mertens AC,
Cotter KL, Foster BM, et al. Health care for childhood
cancer survivors: insights and perspectives from a Delphi
panel of young adult survivors of childhood cancer..
Cancer 2004;100(4):843-50.
16) Kadan-Lottick NS, Robison LL, Gurney JG, Neglia
JP, Yasui Y, Hayashi R, et al. Childhood cancer
survivors' knowledge about their past diagnosis and
treatment: Childhood Cancer Survivor Study. JAMA
2002;287(14):1832-9.
17) Bashore L. Childhood and adolescent cancer survivors'
knowledge of their disease and effects of treatment. J
Pediatr Oncol Nurs 2004;21(2):98-102.
18) Oeffinger KC, Wallace WH. Barriers to follow-up care
of survivors in the United States and the United Kingdom.
Pediatr Blood Cancer 2006;46(2):135-42.
19) Oeffinger KC, Mertens AC, Hudson MM, Gurney
JG, Casillas J, Chen H, et al. Health care of young
adult survivors of childhood cancer: a report from
the Childhood Cancer Survivor Study. Ann Fam Med
2004;2(1):61-70.
20) Long term follow up of survivors of childhood cancer.
A national clinical guideline. http://www.guideline.
gov.
21) Eshelman D, Landier W, Sweeney T, Hester AL, Forte
K, Darling J, et al. Facilitating care for childhood cancer
survivors: integrating children's oncology group
long-term follow-up guidelines and health links in clinical
practice. J Pediatr Oncol Nurs 2004;21(5):271-80.
22) Gibson F, Aslett H, Levitt G, Richardson A. Follow up
after childhood cancer: A typology of young people's
health care need. Clinical Effectiveness in Nursing
2005;9(3-4):133-46.
23) Knowles G, Kearney N. Advancing cancer nursing
practice in Europe: an overview. Europen Journal of
Oncology Nursing 1998; 2(3):156-61.
24) Blaauwbroek R, Stant AD, Groenier KH, Kamps WA,
Meyboom B, Postma A. Health-related quality of life
and adverse late effects in adult (very) long-term childhood
cancer survivors. Eur J Cancer 2007;43(1):122-30.
25) Sundberg KK, Lampic C, Björk O, Arvidson J, Wettergren
L. Positive and negative consequences of childhood
cancer influencing the lives of young adults. Eur
J Oncol Nurs 2009;13(3):164-70.
26) Sklar CA, Mertens AC, Mitby P, Whitton J, Stovall M,
Kasper C, et al. Premature menopause in survivors of
childhood cancer: a report from the childhood cancer
survivor study. J Natl Cancer Inst 2006;98(13):890-6.
27) Adams MJ, Lipsitz SR, Colan SD, Tarbell NJ, Treves
ST, Diller L, et al. Cardiovascular status in long-term
survivors of Hodgkin's disease treated with chest radiotherapy.
J Clin Oncol 2004;22(15):3139-48.
28) Sklar CA, Mertens AC, Walter A, Mitchell D, Nesbit
ME, O'Leary M, et al. Changes in body mass index
and prevalence of overweight in survivors of childhood
acute lymphoblastic leukemia: role of cranial irradiation.
Med Pediatr Oncol 2000;35(2):91-5.
29) Greving DM, Santacroce SJ. Cardiovascular late effects.
J Pediatr Oncol Nurs 2005;22(1):38-47.
30) Heikens J, Ubbink MC, van der Pal HP, Bakker PJ, Fliers
E, Smilde TJ, et al. Long term survivors of childhood
brain cancer have an increased risk for cardiovascular
disease. Cancer 2000;88(9):2116-21.
31) Sklar C, Mertens A, Walter A, Mitchell D, Nesbit M,
O'Leary M, et al. Final height after treatment for childhood
acute lymphoblastic leukemia: comparison of no
cranial irradiation with 1800 and 2400 centigrays of
cranial irradiation. J Pediatr 1993;123(1):59-64.
32) Absolom K, Eiser C, Greco V, Davies H. Health promotion
for survivors of childhood cancer: a minimal
intervention. Patient Educ Couns 2004;55(3):379-84.
33) Aung L, Gorlick RG, Shi W, Thaler H, Shorter NA,
Healey JH, et al. Second malignant neoplasms in
long-term survivors of osteosarcoma: Memorial
Sloan-Kettering Cancer Center Experience. Cancer
2002;95(8):1728-34.
34) Henderson TO, Whitton J, Stovall M, Mertens AC,
Mitby P, Friedman D, et al. Secondary sarcomas in
childhood cancer survivors: a report from the Childhood
Cancer Survivor Study. J Natl Cancer Inst
2007;99(4):300-8.
35) Whelan KF, Stratton K, Kawashima T, Waterbor JW,
Castleberry RP, Stovall M, et al. Ocular late effects
in childhood and adolescent cancer survivors: a report
from the childhood cancer survivor study. Pediatr
Blood Cancer 2010;54(1):103-9.
36) Bottomley SJ, Kassner E. Late effects of childhood
cancer therapy. J Pediatr Nurs 2003;18(2):126-33.
37) Horning SJ. Follow-up of adult cancer survivors: new paradigms for survivorship care planning. Hematol
Oncol Clin North Am 2008;22(2):201-10, v.
38) Kazak AE, Alderfer M, Rourke MT, Simms S, Streisand
R, Grossman JR. Posttraumatic stress disorder
(PTSD) and posttraumatic stress symptoms (PTSS) in
families of adolescent childhood cancer survivors. J
Pediatr Psychol 2004;29(3):211-9.
39) Langeveld NE, Grootenhuis MA, Voûte PA, de Haan
RJ. Posttraumatic stress symptoms in adult survivors
of childhood cancer. Pediatr Blood Cancer
2004;42(7):604-10.
40) Boman K, Bodegård G. Long-term coping in childhood
cancer survivors: influence of illness, treatment
and demographic background factors. Acta Paediatr
2000;89(1):105-11.
41) Levin Newby W, Brown RT, Pawletko TM, Gold SH,
Whitt JK. Social skills and psychological adjustment of
child and adolescent cancer survivors. Psychooncology
2000;9(2):113-26.
42) Hobbie WL, Stuber M, Meeske K, Wissler K, Rourke
MT, Ruccione K, et al. Symptoms of posttraumatic
stress in young adult survivors of childhood cancer. J
Clin Oncol 2000;18(24):4060-6.
43) Lee YL, Santacroce SJ. Posttraumatic stress in longterm
young adult survivors of childhood cancer: a
questionnaire survey. Int J Nurs Stud 2007;44(8):1406-17.
44) Stuber ML, Christakis DA, Houskamp B, Kazak AE.
Posttrauma symptoms in childhood leukemia survivors
and their parents. Psychosomatics 1996;37(3):254-61.
45) Pendley JS, Dahlquist LM, Dreyer Z. Body image and
psychosocial adjustment in adolescent cancer survivors.
J Pediatr Psychol 1997;22(1):29-43.
46) Spencer J. The role of cognitive remediation in childhood
cancer survivors experiencing neurocognitive late
effects. J Pediatr Oncol Nurs 2006;23(6):321-5.
47) Wallace WH, Blacklay A, Eiser C, Davies H, Hawkins
M, Levitt GA, et al. Developing strategies for long
term follow up of survivors of childhood cancer. BMJ
2001;323(7307):271-4.
48) Vannatta K, Gartstein MA, Short A, Noll RB. A controlled
study of peer relationships of children surviving
brain tumors: teacher, peer, and self ratings. J Pediatr
Psychol 1998;23(5):279-87.
49) Prevatt F, Heffer RW, Lowe PA. A Review of school reintegration
programs for children with cancer. Journal
of School Psychology 2000;38(5):447-67.
50) Boman KK, Bodegård G. Life after cancer in childhood:
social adjustment and educational and vocational
status of young-adult survivors. J Pediatr Hematol Oncol 2004;26(6):354-62.
51) Haupt R, Fears TR, Robison LL, Mills JL, Nicholson
HS, Zeltzer LK, et al. Educational attainment in longterm
survivors of childhood acute lymphoblastic leukemia.
JAMA 1994;272(18):1427-32.