2İzmir Katip Çelebi Üniversitesi, Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Tıbbi Onkoloji Kliniği, İzmir
3Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, İzmir
4İzmir Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Onkoloji Anabilim Dalı, İzmir
Summary
Uyku bozukluklarının kanser hastalarındaki prevelansı %30-50 arasında raporlanmıştır. Kanser hastalarında her dönemde görülmekle birlikte özellikle ileri evre hastalarda daha sık görülmektedir. Literatürde daha sıklıkla karşılaştığımız insomnia ise spesifik bir uyku bozukluğudur ve kanser hastalarında daha fazla tanımlanmıştır. Kanser hastalarında insomnia tek bir semptomdan ziyade klinik olarak semptomlar kümesi halinde karşımıza çıkar ve bu semptomun gelişmesini sağlayacak birçok risk faktörleri eşlik eder. Kanser hastalarında bu risk faktörlerinin daha iyi değerlendirilmesi tedavisininde daha kolay yapılmasına yardımcı olacaktır. İnsomnia için bir çok tanı yöntemleri bulunmaktadır. Bu yöntemlerin basit, kolay uygulanabilir olması, tanısı ve takibi yönünden önemlidir. Günümüzde onkoloji hastaları için geçerlilik ve güvenilirliği ispatlanmış daha pratik değerlendirme ölçeklerinin oluşturulmasına ihtiyaç vardır.Introduction
Kanser hastalarında uyku bozuklukları çok sık rastlanan ve genelde hem hasta hem de izleyen hekimi tarafından göz ardı edilen önemli problemlerdir. Spesifik bir uyku bozukluğu olan insomnianın tanımı; uyku için uygun ortam ve şartlar oluşturulmasına rağmen, uykunun başlamasında, devam ettirilmesinde, süresinde veya kalitesinde zorluk olarak tanımlanır.[1,2] Literatürde genel popülasyondaki sıklığı %5-35 iken kanser hastalarında %30 ile 50 arasında değiştiği saptanmıştır. [3-5] Kanser hastalarında hastalığın her döneminde özellikle de ileri evrelerinde genel popülasyona göre daha sık görülmektedir. Literatürde yapılan çalışmalarda kanser hastalarındaki insomnia prevelansı çok geniştir. Bu farklılığın nedeninin uykusuzluğun tanımındaki ve tanı metodları arasındaki farklılıklardan kaynaklanmakta olduğu söylenmektedir.[6]Kanser hastalarındaki semptom değerlendirmeleri ve uyksuzluk ile ilgili iyi bir anemnez sistemik bilginin alındığı en önemli basamaktır. Kanser hastalarında semptom değerlendirmesi ve insomnia tanısı için kullanılan geçerlilik ve güvenilirliği kanıktanmış bazı ölçekler bulunmaktadır. Fakat bunlar kanser hastalarının sayısında gözlenen hızlı artış nedeniyle zaman açısından klinik kullanımda ve izlemde pratik olmayabilir. Ayrıca, diğer uyku bozuklukları ile ilgili klinik değerlendirmeler yapabilmek için bu konu ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmak gerekmektedir.
İnsomnia karşımıza çeşitli klinik tablolarla ortaya çıkabilir. Bu tıbbi problemlerin ayırt edilmesi tedavisinde önemlidir. Kanser ise insomnia için potansiyel bir risk faktörü olarak bilinmektedir. Kanser hastalarında görülen insomniada uykuya dalmada zorluk (30 dakikadan daha fazla sürede), gece boyunca çoğu kereler uyanma ve uykuya tekrar dönmede zorluk (30 dakikadan daha fazla uyanık kalma), sabah çok erken uyanma ve korkulu rüyalar daha sıklıkla saptanan sorunlardır. Primer uyku bozuklukları (uyku apne), periyodik ekstremite hareketleri, huzursuz bacak sendromu, gebelik ve ilaç kullanımı insomniaya yol açabileceği gibi, kanser hastalarında var olan diğer bazı tıbbi sorunlarda örneğin; akut veya kronik ağrı, anksiyete, bulantı-kusma, depresyon, deliryum, halsizlik, enfeksiyonlar ve ateş yükseklikleride uyku bozukluklarına yol açabilmektedir.
Günümüzde erken tanı ve tedavi yöntemlerinin gelişmesi ile kanser hastalarının sağ kalımı her geçen gün artmaktadır. Kanser hastaların hastalık komplikasyonları ve tedavi yan etkileri ile karşılaşma süreleri, sosyal ortamlarda bulunma ve ailevi görevlerini devam ettirme süreleri uzamaktadır. Bu nedenle, günümüzde hastaların hayat kalitelerinin artırılması, hastalığın tedavisi kadar önemlidir. Kanser ile ilgili yaşam kalitesini etkileyen en önemli semptomlar; ağrı, depresyon, uyku bozuklukları ve yorgunluktur.[7] Ağrı, anksiyete, inssomnia ve yorgunluk bu hasta grubunda bir arada görülen, birbiri ile ilişkili semptomlar topluluğudur. Bu semptomlar, birbirlerinin ortaya çıkmasını kolaylaştırır.[8,9] Bu da yaşam kalitesinin daha da kötleşmesine neden olur.[10] İnsomnia yaşam kalitesini azaltmanın yanında, genel sağlığın bozulmasınada neden olabilir.[11] İleri evre kanser hastalarında uyku bozuklukları ve diğer semptomlar son dönemlerde belirgin olarak artmaktadır ve yaşam kalitesine olumsuz etkileri olmaktadır. [12,13] İnsomnia Komurcu ve ark.nın[12] çalışmasında ileri evre kanser hastalarında en sık görülen ilk 10 semptom arasında yer almaktadır. Yukarıda da tanımlandığı gibi kanser hastalarında birden fazla semptomun birlikte görüldüğü durum literatürde semptom yükü olarak adlandırılmıştır.[14,15] Kanser hastalarında semptom kümeleri ile ilgili oldukça fazla çalışma yapılmıştır. Bazı çalışmalarda bu semptomların ortaya çıkış patofizyolojilerinin aynı olduğu gösterilmiştir.[16] Bunların patofizyolojilerini daha iyi anlamamız ve ortak tedavi yaklaşımlarını değerlendirmemiz için önemlidir. Walsh ve ark.nın çalışmasında kanser hastalarında yaşam kalitesinin önemini tekrar vurgulanmış ve daha az sayıda ilaç kullanımının hastalar için daha düşük yan etki profillerine sebep olduğunu ve farmakoekonomik yararlarından bahsedilmiştir.[16] Yine aynı grubun diğer bir çalışmasında kanser hastalarındaki semptomlar ve şiddeti 48 soruluk anket ile değerlendirilmiştir.[17] Ağrı sistematik sorulmadan söylenen en sık semptom, halsizlik ise sistematik sorgulamada en sık saptanan semptom olarak belirtilmiştir. Uyku problemleri ise her iki değerlendirmede yine ilk sıralarda yer alan semptomlar arasında yer almıştır.
Kanser tedavilerinde temel hedef erken evrelerde hastalığın tekrarlamasının önlenmesi, ileri evre hastalıkta ilerlemesinin durdurulması ve en önemlisi semptomların rahatlatılması, yaşam kalitesinin yüksek tuyulmasıdır.[18] Fakat aynı zamanda hem hastalığa hem de semptom kontrolüne yönelik uygulanan tedavilerde de hastalara özgü istenmeyen yan etkilere yol açabilirler. Kanserin cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi tedavileri boyunca yan etkiler en önemli problemlerdir ve hastanın tedavisinin devam kararında önemli rol oynar. Örneğin cerrahi tedavi sonrası ağrı, fonksiyon kaybı veya vücut imajında değişikler sonucu oluşan uyku bozuklukları, depresyon, anksiyete gibi psikososyal problemler, yine radyasyon tedavisi sonrası tedavi bölgesindeki cilt semptomları, halsizlik ve kemoterapi, immünoterapi gibi sitotoksik tedaviler sonrası görülen saç dökülmesi, bulantı, kusma ve yorgunluk en sık rastlanan semptomlardır.
Kanser hastalarında uyku bozukluklarının mortaliteyi artırdığı bilinmektedir.[19] Uykusuzluk, psikofizyolojik sağlığın korunması için gereklidir. Vücutta sitokin ekspresyonunu değiştirerek immun sistem fonksiyonlarının azalmasına neden olmaktadır.[20-22] Uykusuzluk, antitümor cevapta rol alan norepinefrin düzeyinin yükselmesi, doğal öldürücü (NK-naturel killer) hücrelerin düzeyinin azalması ile ilişkili bulunmuştur.[23] Uykusuzluk, anormal kortizol sentezine ve bu da NK hücre sayısı ve aktivitesinin azalmasına neden olur.[11,24] Bazı hastalarda, immün sistemin baskılanması yolu ile primer tümörün progresyonuna, enfeksiyon gibi komorbid hastalıkların artmasına neden olarak kanser hastalarında prognozu ve mortaliteyi olumsuz etkileyebilir.[19] Bütün bu zararlarına rağmen, kanser hastalarında uykusuzluk, hem hekim, hem de hasta tarafından göz ardı edilmektedir. Hem hasta tarafından söylenmesi önemsiz bulunan, hem de hekim tarafından sorgulanması veya sorgulansa da tanımlanabilmesi, tedavisi ve takibi dikkate alınmayan bir semptomdur.
Değerlendirme Yöntemleri
İnsomnianın değerlendirilmesinde kullanılan
birçok tanı yöntemleri bulunmaktadır. Bunların
çoğu zaman alıcı ve bu konuda uzman sağlık çalışanları
tarafından uygulanması ve takibini gerekmektedir.
Kanser hastaları için ise çok fazla
semptom yükü, değerlendirme ve izlem ihtiyacı
olması nedeniyle, özellikle kolay uygulanabilen,
kısa, yeterli ve etkili uykusuzluk tarama metotlarına ihtiyaç vardır. Bazı çalışmalarda yaşam kalitesi
değerlendirme ölçekleri, semptom değerlendirme
anketleri veya uyku bozukluğunu tespit eden
bazı sorular sorularak değerlendirmeler yapılmıştır.
Değerlendirme anketleri hem tanı koydurucu
hem de takip kolaylığı açısından diğerlerine göre
daha hızlı ve ucuz yöntemlerdir. Literatüre baktığımızda
birçok uykusuzluk ölçeği olmasına karşın,
kanser hastalarında sadece iki ölçeğin geçerlilik
ve güvenilirlik analizleri yapılmıştır.[6,25-27] Bunlar,
Pittsburg Uyku Kalite İndeksi (Pittsburgh Sleep
Quality Index-PSQI) ve Uykusuzluk Şiddet İndeksi
(Insomnia Severity Index-ISI) olarak bilinmektedir.
Her iki ölçekte uyku problemlerine spesifik
olsa da zaman açısından kanser hastalarında rutin
kullanımı kısıtlı olmaktadır. İnsomnia değerlendirilmesinde
kullanılan diğer tanı yöntemleri Tablo
1’de özetlenmiştir. Genel olarak literatürdeki çalışmalara
baktığımızda, Savard ve ark.nın derlemesinde
kanser hastalarında uykusuzluk sıklığını
araştıran 15 çalışma karşılaştırılmış, sadece bir
tanesinde kanser hastalarında geçerlilik ve güvenilirliği
kabul edilmiş bir ölçeğin (PSQI) kullanıldığı
saptanmıştır.[4] Diğer çalışmalarda hayat kalitesi
ilgili ölçekler, semptom değerlendirme ölçekleri
vb. kullanılmıştır. 2003 yılında Berger ve ark.nın
meme kanserli hastalarda PSQI ölçeğini, 2005 yılında
Savard ve ark.nın prostat kanserli hastalarda
ISI ölçeğini kullanmışlardır.[28,29] İleri evre akciğer
kanseri hastalarında yapılan diğer bir çalışmada ise
tanı anında, tanıdan bir ay ve üç ay sonra değerlendirme
yapılmış ve uyku problemlerini değerlendirmek
için tek soruluk anket kullanılmıştır.[30] Çalışma
sonucunda halsizlik en sık rastlanan semptom olarak çıkmıştır ve insomnia her iki cinsiyette üç
ayrı dönemde de en sık rastlanan semptom olarak
saptanmıştır. İnsomnianın hastaların emosyonel
fonksiyonlarınıda kötü etkilediği gösterilmiştir.
Pankreas kanseri olan ve kemoradyoterapi ardından
kemoterapi alacak olan hastalara semptom
değerlendirme ölçeği kullanılmıştır.[31] Uyku problemlerinin
tanı anında %10 oranında orta dereceden
şiddetli dereceye kadar olduğu saptandı bu
oranın kemoradyoterapi boyunda biraz yükseldiği
sonraki takip eden zamanda azaldığını göstermişlerdir.
Yazarlar ayrıca tek soruluk anketlerin uyku
problemlerinin değerlendirilmesinde yeterli olmadığını
vurgulanmıştır. Yine literatürde insomnianın
kanserin tanısından, tedavi ve izlem evrelerine dek
her dönemde görüldüğü diğer çalışmalarda gösterilmiştir.[32-38]
Tablo 1: İnsomnia tanı testleri
Kanser hastalarında uyku problemlerinin diğer semptomlarla özellikle halsizlik ve depresyon ile bağlantısının değerlendirildiği bir metaanalizde insomnianın depresyon ve halsizlikle bağlantısının orta derecede olduğu gösterilmiştir.[39] Mao ve ark. nın çalışmasında insomnia, ağrı ve psikolojik problemlerle olan ilişkisi kanser hastaları ve kanser tanısı olmayan kontrol grubu ile karşılaştırılmıştır.[40] Beklenildiği üzere kanser hastalarındaki sıklığı daha yüksek saptanmıştır. Derlemenin başlangıcında da değinildiğimiz gibi insomnia kanser hastalarında tek bir semptomdan ziyade semptom kümesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunu ve diğer semptomlarla olan ilişkisinin saptanması etkili tedavi yaklaşımlarının verilmesi açısından önem kazanmaktadır. Bazı hasta gruplarında aynı semptom kümesi içinde yer alan insomnia dışında diğer bir semptomun tedavisi bu sorununda çözümlenmesini sağlayacaktır. Bu nedenle, insomnianın onkoloji hastalarında daha dikkatle değerlendirilmesi gereklidir.
Hem kanser hastaları hem de genel popülasyonda uyku problemlerinin gelişimi ile ilgili risk faktörlerininde değerlendirilmesi önemlidir. Bunlar, yakın zamanda geçirilen operasyon öyküsü, kanser tedavileri (kemoterapi, radyoterapi) veya yine hastalıkla ilişkili kullanılan diğer ilaçlar ile ilişkili presipite edici risk faktörleridir. Bu risk faktörleri Tablo 2’de daha ayrıntılı olarak özetlenmiştir. Yine ailede veya kendisinde daha önceden bilinen psikolojik hastalık öyküsü uyku problemleri açısından predispozan faktörlerdir. Yaş, kadın cinsiyet, anksiyete, depresyon ve ek tıbbi hastalıklar (diyabetes mellitus, troid, kalp hastalığı vb.) literatürde en çok çalışılan risk faktörleri arasındadır. Bardwell ve ark.nın kohort çalışmasında insomnia için yüksek risk faktörleri analiz edilmiştir.[41] Sosyokültürel düzeyin düşük olması, fiziksel aktivitenin azalması, kötüleşen fiziksel ve psikolojik semptomlar bu çalışmada insomnianın gelişiminde yüksek risk faktörleri olarak kabul edilmiştir. Literatürde yeni yayınlanan Palesh ve ark.nın çalışmasında kanser hastalarında uyku bozukluklarının psikolojik faktörlerle olan ilişkisi irdelendiğinde kemoterapi sikluslarında insomnianın semptom olarak %36.6 oranında rapor edildiği ve tanısal ölçek kullanıldığında %43 olduğunu saptamışlardır.[42] Cinsiyet olarak bakıldığında fark saptanmazken, genç popülasyon (58 yaş altı) ve hasta gruplarına göre meme kanseri hastalarında daha sık görüldüğü gösterilmiştir. Yine fiziksel ve psikolojik semptom olarak depresyon ve halsizlik ile pozitif korele olarak arttığı gösterilmiştir.
Tablo 2: nsomnia - kanser hastalarında potansiyel risk faktörleri
Tedavi Yöntemleri
Literatürde kanser hastalarında uyku bozukluklarının
tedavisi için farmakolojik olan ve olmayan farklı yöntemler bulunmaktadır.[43-45] Farmakolojik
olmayan yöntemler arasında bilişsel davranışçı terapiler
(Cognitive Behavioral Therapy), farkındalık
tabanlı stres azaltma yöntemleri (Mindfulness-
Based Cognitive Therapy), eğitim, tamamlayıcı
terapiler (yoga, meditasyon, relaksasyon, hipnoz
vb.), egzersiz bunlardan bazılarıdır. Kanser hastalarında
bu yöntemlerle yapılmış randomize klinik
çalışmalar vardır.[43] Bilişsel davranışçı terapilerin
daha çok kanıt düzeyi daha iyi ve olası etkin yöntemler
olduğu savunulmuştur. Bu terapiler kansere
bağlı uyku problemlerine yol açan ve devam eden
nedenleri ortadan kaldırmaya yönelik tedavilerdir.
Kronik uyku sorunları için daha etkin yöntemler
olarak bildirilmiştir. Farkındalık tabanlı stres azaltma
yöntemlerinin tamamlayıcı terapiler ile birlikte
kullanıldığı çalışmaların biraz daha kanıt düzeylerinin
artırılmasına ihtiyaç vardır.[43-45]
Uyku sorunları için farmakolojik tedaviler daha az çalışılmıştır. Farmakolojik tedavilerde en sık kullanılan ajan grubu benzodiazepin (lorazepam, temazepam) ve benzodiazepin (zolpidem, zaleplon, eszopiclone) olmayan hipnotik ajanlardır.[4] Bu ilaçlar ile yapılmış çalışmalarda genel popülasyonda yararlanımı kısa süreli olmasına rağmen,[46] kanser hastaları ile igili yapılmış çok fazla çalışma literatürde bulunmamaktadır. Benzodiazepin grubu ilaçların uzun dönem kullanımları yan etkiler (sedasyon, bağımlılık, yoksunluk belirtileri, kognitif bozukluk, tolerans vb.) nedeniyle sıkıntılar oluşturmuştur. Diğer benzodiazepin olmayan grup ise ağırlık ve sersemlik hissi gibi yan etkiler olmasına rağmen daha iyi tolere edilmiştir.[4] Literatürde bu ajan grupları ile ilgili çalışmalarda hastaların yaşam kalitesinin düzeltildiğini gösteren yayınlar vardır.[47] Antidepresanlar kanser hastalarındaki uyku sorunları için kullanılan diğer bir grup ilaçlardır. Mirtazapin sedatif etkileri olan tetrasiklik antidepresandır. Bu ilaç ile yapılmış çalışmalarda özellikle ruhsal bazı semptomları düzelttiği gösterilse de özellikle ileri evra kanser hastalarında kullanımı yan etkiler nedeniyle zordur.[48,49] Trazodon ise atipik tetrasiklik antidepresandır, hem presinaptik hem de postsinaptik seratonin reseptörlerini bloke eder.[50] Uyku probemleri yanında depresyon, ağrı, deliryum semptomunun palyasyonunda da kullanılmaktadır. Literatürde bununla ilgili kanser hastalarında yapılmış çok fazla çalışma bulunmamaktadır.[51] Paroksetin kanser hastalarında semptom palyasyonları için çalışılan diğer bir antidepressandır. Uyku probleri, depresyon ve halsizlik septomlarının değerlendirildiği çalışmada depresyon üzerine olumlu etkisi olmasına rağmen uyku problemleri üzerine plasebo ile karşılaştırıldığında fark saptanmamıştır.[52] Diğer bir 2012 yılında yayınlanmış olan 426 kemoterapi alan ve uyku problemleri olan hastalarda yapılan plasebo kontrollü çalışmada ise uyku problemleri ve depresyon oranlarında istatistiksel oranda azalma saptanmasına rağmen yeterli olmadığı şeklinde tartışılmaktadır.[53] Ayrıca yayında uyku kalitesini bozan kanser hastalarındaki çok faktörlü tedaviler veya hastalıkla ilişkili semptomların çok yönlü değerlendirilmesi ve yönetilmesi vurgulanmaktadır. Terminal dönem kanser hastalarında da semptom palyasyonları için bu grup ilaçlardan yararlanılmıştır. Sedasyon amacı ile kullanılan rektal diazepam, midazolam/flunitrazepam ile yapılan çalışmalarda sedayon amaçlı etkili fakat kognitif fonksiyonlarda oldukça fazla bozulma nedeniyle yan etkilere sahip tadaviler olduğu tartışılmıştır.[54,55] Terminal dönem olmayan kanser hastalarında yapılan iki randomize kontrollü olmayan çalışmada mirtazapin ve paroksetin özellikle uyku sorunları için çalışılmıştır.[56,57] Her iki çalışmada da yan etkiler nedeniyle oldukça fazla oranlarda ilacı bırakma oranları gözlenmiştir. Direk uyku sorunlarına hedeflemeyen yorgunluk, depresyon gibi farklı fakat ilişkili semptomları hedefleyen çalışmalar da literatürde bulunmaktadır. Farklı spesifik grupları özellikle yaşlı popülasyonu ele alan ve bu gruplarda sedatif hipnotiklerin kullanımı (antihistaminik, benzodiazepam, yeni kuşak hipnotikler vb.) çalışan oldukça fazla çalışma bulunmaktadır. Özetle uyku sorunlarında minimal etkili fakat oldukça fazla yan etki takibi yapılması gereken ilaçlardır.[58] Kronik uykusuzluk problemlerinde benzodiazepam dışı ilaçların güvenilir olduğuna dair direkt kanıt yoktur. Sedatif antidepressanların etkili olduğunu gösteren randomize klinik çalışmalar bulunmaktadır.[59] Sonuçta gerek benzodiazepam grubu gerekse benzodiazepam olmayan diğer ilaçların kanser hastalarında özellikle yaşlı grup spesifik hasta popülasyonunda kullanılırken dikkatli olması gerekmektedir. Tüm genel kanser hastalarında da uyku problemlerinin özellikle kronik olan durumlarda psikiyatri uzmanları iler ortak tedavi erdilmesi ve izlenmesi önemlidir. Bizim açımızdan bu surunlara neden olan devamlılık arzeden diğer semptomların (örneğin ağrı, bulantı, kusma gibi) ortadan kaldırılması, yaşam stilleri, yiyecek içecek alışkanlıklarındaki değişiklik önerilerinde bulunulması önemlidir.
Özet olarak uyku bozuklukları çok yaygın ve kanserde sık rastlanan bir semptom veya semptomlar topluluğudur. Kanser hastalarında bunu potansiyalize eden birçok neden vardır. Bunların patofizyolojisi ve birlikteliğinin anlaşılması tedavi yaklaşımlarınıda kolaylaştırmaktadır. Yine insomnianın tanınabilmesi ve tedavi esnasında takibi için kanser hastalarında geçerlilik ve güvenilirliği ispatlanmış semptom değerlendirme ölçeklerinin kullanılması gereklidir. Bu ölçeklerin çok uzun olmaları özellikle kanser hastalarında pratik olmamaktadır. Bu nedenle kolay uygulanabilen, kısa, yeterli ve etkili tarama metotlarına ihtiyaç vardır.
References
1) Costa e Silva JA, Chase M, Sartorius N, Roth T. Special
report from a symposium held by the World Health
Organization and the World Federation of Sleep Research
Societies: an overview of insomnias and related
disorders-recognition, epidemiology, and rational management.
Sleep 1996;19(5):412-6.
2) Morin CM, Hauri PJ, Espie CA, Spielman AJ, Buysse
DJ, Bootzin RR. Nonpharmacologic treatment of
chronic insomnia. An American Academy of Sleep
Medicine review. Sleep 1999;22(8):1134-56.
3) Sateia MJ, Doghramji K, Hauri PJ, Morin CM. Evaluation
of chronic insomnia. An American Academy of
Sleep Medicine review. Sleep 2000;23(2):243-308.
4) Savard J, Morin CM. Insomnia in the context of cancer:
a review of a neglected problem. J Clin Oncol
2001;19(3):895-908.
5) Malone M, Harris AL, Luscombe DK. Assessment of
the impact of cancer on work, recreation, home management
and sleep using a general health status measure.
J R Soc Med 1994;87(7):386-9.
6) Savard MH, Savard J, Simard S, Ivers H. Empirical
validation of the Insomnia Severity Index in cancer patients.
Psychooncology 2005;14(6):429-41. CrossRef
7) Theobald DE. Cancer pain, fatigue, distress, and insomnia
in cancer patients. Clin Cornerstone 2004;6
Suppl 1D:S15-21. CrossRef
8) Anderson KO, Getto CJ, Mendoza TR, Palmer SN,
Wang XS, Reyes-Gibby CC, et al. Fatigue and sleep
disturbance in patients with cancer, patients with clinical
depression, and community-dwelling adults. J Pain
Symptom Manage 2003;25(4):307-18. CrossRef
9) Davidson JR, MacLean AW, Brundage MD, Schulze
K. Sleep disturbance in cancer patients. Soc Sci Med
2002;54(9):1309-21. CrossRef
10) Portenoy RK, Itri LM. Cancer-related fatigue: guidelines
for evaluation and management. Oncologist
1999;4(1):1-10.
11) Vgontzas AN, Chrousos GP. Sleep, the hypothalamicpituitary-
adrenal axis, and cytokines: multiple interactions
and disturbances in sleep disorders. Endocrinol
Metab Clin North Am 2002;31(1):15-36. CrossRef
12) Komurcu S, Nelson KA, Walsh D, Donnelly SM, Homsi
J, Abdullah O. Common symptoms in advanced cancer.
Semin Oncol 2000;27(1):24-33.
13) Jiménez-Gordo AM, Feliu J, Martínez B, de-Castro J,
Rodríguez-Salas N, Sastre N, et al. Descriptive analysis
of clinical factors affecting terminally ill cancer patients.
Support Care Cancer. 2009;17(3):261-9. CrossRef
14) Cleeland CS, Bennett GJ, Dantzer R, Dougherty PM,
Dunn AJ, Meyers CA, et al. Are the symptoms of
cancer and cancer treatment due to a shared biologic
mechanism? A cytokine-immunologic model of cancer
symptoms. Cancer 2003;97(11):2919-25. CrossRef
15) Kirkova J, Walsh D. Cancer symptom clusters-a dynamic
construct. Support Care Cancer 2007;15(9):1011-3.
16) Walsh D, Rybicki L. Symptom clustering in advanced
cancer. Support Care Cancer 2006;14(8):831-6. CrossRef
17) Homsi J, Walsh D, Rivera N, Rybicki LA, Nelson KA,
Legrand SB, et al. Symptom evaluation in palliative
medicine: patient report vs systematic assessment.
Support Care Cancer 2006;14(5):444-53. CrossRef
18) Davis MP. Integrating palliative medicine into an oncology
practice. Am J Hosp Palliat Care 2005;22(6):447-56. CrossRef
19) Lee K, Cho M, Miaskowski C, Dodd M. Impaired sleep
and rhythms in persons with cancer. Sleep Med Rev
2004;8(3):199-212. CrossRef
20) Irwin M, Mascovich A, Gillin JC, Willoughby R,
Pike J, Smith TL. Partial sleep deprivation reduces
natural killer cell activity in humans. Psychosom Med
1994;56(6):493-8. CrossRef
21) Irwin M, McClintick J, Costlow C, Fortner M, White J,
Gillin JC. Partial night sleep deprivation reduces natural
killer and cellular immune responses in humans.
FASEB J 1996;10(5):643-53.
22) Irwin M, Thompson J, Miller C, Gillin JC, Ziegler M.
Effects of sleep and sleep deprivation on catecholamine
and interleukin-2 levels in humans: clinical implications. J Clin Endocrinol Metab 1999;84(6):1979-85.
23) Irwin M, Clark C, Kennedy B, Christian Gillin J,
Ziegler M. Nocturnal catecholamines and immune
function in insomniacs, depressed patients, and control
subjects. Brain Behav Immun 2003;17(5):365-72. CrossRef
24) Sephton SE, Sapolsky RM, Kraemer HC, Spiegel D.
Diurnal cortisol rhythm as a predictor of breast cancer
survival. J Natl Cancer Inst 2000;92(12):994-1000. CrossRef
25) Buysse DJ, Reynolds CF 3rd, Monk TH, Berman SR,
Kupfer DJ. The Pittsburgh Sleep Quality Index: a new
instrument for psychiatric practice and research. Psychiatry
Res 1989;28(2):193-213. CrossRef
26) Bastien CH, Vallières A, Morin CM. Validation of the
Insomnia Severity Index as an outcome measure for insomnia
research. Sleep Med 2001;2(4):297-307. CrossRef
27) Beck SL, Schwartz AL, Towsley G, Dudley W, Barsevick
A. Psychometric evaluation of the Pittsburgh
Sleep Quality Index in cancer patients. J Pain Symptom
Manage. 2004;27(2):140-8. CrossRef
28) Berger AM, VonEssen S, Kuhn BR, Piper BF, Agrawal
S, Lynch JC, et al. Adherence, sleep, and fatigue outcomes
after adjuvant breast cancer chemotherapy:
results of a feasibility intervention study. Oncol Nurs
Forum 2003;30(3):513-22. CrossRef
29) Savard J, Simard S, Hervouet S, Ivers H, Lacombe
L, Fradet Y. Insomnia in men treated with radical
prostatectomy for prostate cancer. Psychooncology
2005;14(2):147-56. CrossRef
30) Lövgren M, Tishelman C, Sprangers M, Koyi H, Hamberg
K. Symptoms and problems with functioning
among women and men with inoperable lung cancer--a
longitudinal study. Lung Cancer 2008;60(1):113-24.
31) Reyes-Gibby CC, Chan W, Abbruzzese JL, Xiong HQ,
Ho L, Evans DB, et al. Patterns of self-reported symptoms
in pancreatic cancer patients receiving chemoradiation.
J Pain Symptom Manage 2007;34(3):244-52.
32) Chou FY, Dodd M, Abrams D, Padilla G. Symptoms,
self-care, and quality of life of Chinese American patients
with cancer. Oncol Nurs Forum 2007;34(6):1162-7. CrossRef
33) Harding G, Cella D, Robinson D Jr, Mahadevia PJ,
Clark J, Revicki DA. Symptom burden among patients
with renal cell carcinoma (RCC): content for a symptom
index. Health Qual Life Outcomes 2007;5:34. CrossRef
34) Le Guen Y, Gagnadoux F, Hureaux J, Jeanfaivre T,
Meslier N, Racineux JL, et al. Sleep disturbances and
impaired daytime functioning in outpatients with newly
diagnosed lung cancer. Lung Cancer 2007;58(1):139-43. CrossRef
35) Berger AM, Farr LA, Kuhn BR, Fischer P, Agrawal S.
Values of sleep/wake, activity/rest, circadian rhythms,
and fatigue prior to adjuvant breast cancer chemotherapy. J Pain Symptom Manage 2007;33(4):398-409. CrossRef
36) Ancoli-Israel S, Liu L, Marler MR, Parker BA, Jones V,
Sadler GR, et al. Fatigue, sleep, and circadian rhythms
prior to chemotherapy for breast cancer. Support Care
Cancer 2006;14(3):201-9. CrossRef
37) Chen ML, Yu CT, Yang CH. Sleep disturbances and
quality of life in lung cancer patients undergoing chemotherapy.
Lung Cancer 2008;62(3):391-400. CrossRef
38) Savard J, Simard S, Blanchet J, Ivers H, Morin CM.
Prevalence, clinical characteristics, and risk factors
for insomnia in the context of breast cancer. Sleep
2001;24(5):583-90.
39) Donovan KA, Jacobsen PB. Fatigue, depression, and
insomnia: evidence for a symptom cluster in cancer.
Semin Oncol Nurs 2007;23(2):127-35. CrossRef
40) Mao JJ, Armstrong K, Bowman MA, Xie SX, Kadakia
R, Farrar JT. Symptom burden among cancer survivors:
impact of age and comorbidity. J Am Board Fam Med
2007;20(5):434-43. CrossRef
41) Bardwell WA, Profant J, Casden DR, Dimsdale JE,
Ancoli-Israel S, Natarajan L, et al. The relative importance
of specific risk factors for insomnia in women
treated for early-stage breast cancer. Psychooncology
2008;17(1):9-18. CrossRef
42) Palesh OG, Roscoe JA, Mustian KM, Roth T, Savard
J, Ancoli-Israel S, et al. Prevalence, demographics,
and psychological associations of sleep disruption in
patients with cancer: University of Rochester Cancer
Center-Community Clinical Oncology Program. J Clin
Oncol 2010;28(2):292-8. CrossRef
43) Berger AM. Update on the state of the science: sleepwake
disturbances in adult patients with cancer. Oncol
Nurs Forum 2009;36(4):E165-77. CrossRef
44) Zee PC, Ancoli-Israel S; Workshop Participants. Does
effective management of sleep disorders reduce cancerrelated
fatigue? Drugs 2009;69 Suppl 2:29-41. CrossRef
45) Dy SM, Apostol CC. Evidence-based approaches
to other symptoms in advanced cancer. Cancer J
2010;16(5):507-13. CrossRef
46) Ehsanullah RS, Galloway DB, Gusterson FR, Kingsbury
AW. A double-blind crossover study of diazepam
rectal suppositories, 5 mg and 10 mg, for sedation in
patients with advanced malignant disease. Pharmatherapeutica
1982;3(3):215-20.
47) Matsuo N, Morita T. Efficacy, safety, and cost effectiveness
of intravenous midazolam and flunitrazepam
for primary insomnia in terminally ill patients with
cancer: a retrospective multicenter audit study. J Palliat
Med 2007;10(5):1054-62. CrossRef
48) Kim SW, Shin IS, Kim JM, Kim YC, Kim KS, Kim
KM, et al. Effectiveness of mirtazapine for nausea and
insomnia in cancer patients with depression. Psychiatry Clin Neurosci 2008;62(1):75-83. CrossRef
49) Stearns V, Isaacs C, Rowland J, Crawford J, Ellis
MJ, Kramer R, et al. A pilot trial assessing the efficacy
of paroxetine hydrochloride (Paxil) in controlling
hot flashes in breast cancer survivors. Ann Oncol
2000;11(1):17-22. CrossRef
50) Glass J, Lanctôt KL, Herrmann N, Sproule BA, Busto UE. Sedative hypnotics in older people with insomnia:
meta-analysis of risks and benefits. BMJ
2005;331(7526):1169. CrossRef
51) Buscemi N, Vandermeer B, Friesen C, Bialy L, Tubman
M, Ospina M, et al. The efficacy and safety of drug
treatments for chronic insomnia in adults: a meta-analysis
of RCTs. J Gen Intern Med 2007;22(9):1335-50.
52) Palesh O, Mustian KM, Roscoe JA, Morrow GR, Perlis
ML, Heckler CE, et al. Effect of paroxetine on depression
and insomnia in 547 fatigued cancer patients undergoing
9501 chemotherapy. J Clin Oncol (Meetinq
Abstracts) 2008;26(Suppl):9501.
53) Palesh OG, Mustian KM, Peppone LJ, Janelsins M,
Sprod LK, Kesler S, et al. Impact of paroxetine on sleep
problems in 426 cancer patients receiving chemotherapy:
a trial from the University of Rochester Cancer
Center Community Clinical Oncology Program. Sleep
Med 2012;13(9):1184-90. CrossRef
54) Ehsanullah RS, Galloway DB, Gusterson FR, Kingsbury AW. A double-blind crossover study of diazepam
rectal suppositories, 5 mg and 10 mg, for sedation in
patients with advanced malignant disease. Pharmatherapeutica
1982;3(3):215-20.
55) Matsuo N, Morita T. Efficacy, safety, and cost effectiveness
of intravenous midazolam and flunitrazepam
for primary insomnia in terminally ill patients with
cancer: a retrospective multicenter audit study. J Palliat
Med 2007;10(5):1054-62. CrossRef
56) Kim SW, Shin IS, Kim JM, Kim YC, Kim KS, Kim
KM, et al. Effectiveness of mirtazapine for nausea and
insomnia in cancer patients with depression. Psychiatry
Clin Neurosci 2008;62(1):75-83. CrossRef
57) Stearns V, Isaacs C, Rowland J, Crawford J, Ellis
MJ, Kramer R, et al. A pilot trial assessing the efficacy
of paroxetine hydrochloride (Paxil) in controlling
hot flashes in breast cancer survivors. Ann Oncol
2000;11(1):17-22. CrossRef
58) Glass J, Lanctôt KL, Herrmann N, Sproule BA, Busto
UE. Sedative hypnotics in older people with insomnia:
meta-analysis of risks and benefits. BMJ
2005;331(7526):1169. CrossRef